Kurbana Dair Muhtelif Meseleler

* Kurbanı aldıktan sonra onu kurban et­meye mâni bir hal çıksa zenginlerin bir daha kurban alması lazım gelir, ama fakirlere lazım gelmez. Hatta fakirin ayıplı bir hayvanı satın alıp kurban etmesi caizdir.

 

* Kurban almaya niyet etmekle fakire kurban almak vâcib olmaz. (Hidâye, Tenvir ve Hülâsa)

 

* Zengin veya fakir: “Şu koyunu kurban ederim” diye niyet eyleseler, dilleri ile söyleme­dikçe vâcib olmaz.

 

* Kurbanı aldıktan sonra zaruretsiz satmak ve değiştirmek mekrûhtur. (İbn-i Âbidîn)

 

* Kurban zayi olsa yani ölse yahut kaybolsa yahut çalınsa veyahut kurbana mani hallerden biri meydana gelse, zenginler bir daha alırlar, lakin fakirler almazlar. (Reddü’l-Muhtâr)

 

* Zengin bir daha alsa ve zayi olan da bulunsa zenginin herhangi birisini kesmesi kâfidir. Fakire ikisini de kesmek lazım gelir. (Reddü’l-Muhtâr)

 

* Lakin fakir sonra aldığını evvelkine be­del olmak niyetiyle aldıysa bu ikiden diledi­ğini kurban eder. Bu takdirde ikisini birden kesmek lazım gelmez. (Hindiyye)

 

* Fakirin kurbanı, kesmeden doğursa ana­sıy­la beraber yavrusunu kesmek lazımdır. Zen­gin­ler için yavruyu boğazlamak lazım gelmez. (Muhît)

 

* Bir kimse on kurban nezreylese hepsini kesmek lazım gelir. (Hindiye)

* Bir kimse ‘Allah için bir hayvan kesmek üzerime lazım olsun’ dese, bir koyun yahut keçi kesmek lazım gelir. (Dürrü’l-Muhtâr, Hülâ­sa ve Ahî Çelebi)

 

* Bir kimse bir kimseye bir koyun bağışlasa, o kimse de o koyunun kurban olarak kesilme­sini üzerine (adamak suretiyle) vâcib kıldıktan sonra bağışlayan sözünden dönse, kendisine bağışlananın bir koyun alıp kesmesi vâcib olur.

 

* Dört kimsenin aldıkları, -alameti ve renk­leri aynı olan- dört koyunun hepsi bir yerde iken, koyunlardan biri ölüp kimin koyunu öldüğü bilinmese, kalan üç koyun satılıp pa­ralarıyla dört koyun alınır. Bundan sonra her biri yek diğerini kesmeye vekil edip keserler ve her biri diğerine hakkını helâl ederse kur­banları câiz olur. (Hindiyye)

 

* Bir kimse sığırını kendisi ve küçük ço­cukları için kurban olarak boğazlasa câizdir. Ama büyük çocuklarından izinsiz yani vekâlet olmadan câiz olmaz. (Hindiyye)

 

* Lakin İmâm Ebû Yûsuf’a göre, babanın kendisine itaatkâr olan büyük çocuklarından ve âilelerinden izinsiz (vekâletsiz) kesmesi câizdir. (Tatarhâniye)

 

* Gücü yeten kimsenin şefâate nâil olmak niyetiyle Allah rızâsı için Fahr-i Âlem (s.a.v.) Efendimiz Hazretleri için bir kurban kesmesi müstehaptır.

 

* Hazreti Ali (k.v.) biri kendisi için, biri Resûl-i Ekrem Efendimiz için olmak üzere iki koç kurban eder ve ‘Resûlullah (s.a.v.), zât-ı şerîfleri için kurban kesmeyi bana vasiyet bu­yurdular’ derdi.

 

* Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.) kendilerine kurban vâcib olduğu seneden itibaren âhireti teşrif buyuruncaya kadar, her sene iki beyaz yahut alaca koç kurban edip: “Biri kendi nef­sim ve evladım için ve biri kurban etmeye gücü yet­meyen ümmetlerim içindir.” buyu­rurlardı. (Şerh-i Şir’â ve İbn-i Âbidîn)

 

* Üzerine kurban vâcib olanlara, bir koyun kesip kanını akıtmak, derisi dolusu altın sada­ka vermekten hayırlıdır.

 

* Kurbanı aldıktan sonra boğazlamayıp vakti geçse fakir ise o kurbanı sadaka olarak verir. Ama zengin muhayyerdir. Dilerse kur­banı, di­lerse kıymetini sadaka eder.

 

* Kurban kesmenin vakti çıkmadan doğan çocuğun malı varsa kurban vâcib olur.

 

* Kurbanın vakti çıkmadan ölmüş veya fakir olmuş kimselere kurban vâcib olmaz. (İbn-i Âbidîn)