Kurban Kesildikten Sonra Kılınacak Namaz
Kurban sahibi kurbanını kestikten veya başka birine kestirdikten sonra “Kurbanınızı kestiğinizde elinizdeki bıçağı bırakın. Sonra iki rek’at namaz kılın. Müslümanlardan hangi kimse bu iki rek’at namazı kılar da Allahü Teâlâ hazretlerinden bir şey isterse Allahü Teâlâ hazretleri elbette o kimseye istediği şeyi verir.” hadîs-i şerîfine uyarak iki rek’at namaz(7) kılmak müstehaptır. Bu namazdan sonra:
“Allâhümme hâze’l-kebşu, (ev hâze’l-bakaru, ev hâze’l-ma‘zü)(8) minke ve leke ve ileyke. Fetekabbel minnî bilutfike ve keramike kemâ tekabbelte min İbrâhîme Halîlike ve İsmâîle Zebîhıke ve Muhammedin Habîbike bifazlike ve cûdike ve keramike yâ ekrame’l-ekramîn”(9) duâsını okuyup dinî ve dünyevî hâcetler istenir. (Ziyâ-i Ma’nevî)
KURBAN ETİNİN TAKSİMİ
Kurban etinin üçe taksimi müstehaptır.
1) Üçte biri sadaka olarak verilir.
2) Üçte biriyle akraba ve dostlarına hediye veya ziyâfet verilir.
3) Üçte birini de -nafakaları üzerine olan- ailesine ve evlâdına yedirir. (Bedâyi)
Kurbanın etinin zenginlere, fakirlere, Müslüman veya gayr-i müslimlere hediye etmek câizdir. (Gıyâsiyye)
Tamamını bağışlamak da câizdir.
Kurban kesen kimse ihtiyaç sahibi ise, kurbanını ev halkına yedirmesi efdal ve müstehaptır. (Hindiyye, Bedâyi, Tahtâvî)
Kurban ortaklarından biri kurban kesilmeden ölse, vârislerinden büyüğünün izniyle kesildiğinde kurban sahih olur. (Hindiyye)
Bir kimse aldığı kurbanı kesemeden ölse kurban miras malı olup vârislere intikal eder. Vârisler kendileri için kesseler câiz olur. (Nazm-ı Zendûsî)
ORTAK KESİLEN KURBANIN TAKSİMİ
Kurban ortak kesildiğinde etini tahminen taksim câiz olmaz, tartarak taksim etmek icap eder.
Lâkin taksim ederken et ile beraber hisselerinde deri, ayak, baş, ciğer veyahut yağından ve işkembesinden bir parça olursa, tahminen taksim câiz olur. (Kâzîhân ve diğerleri)
Taksim etmeden hepsi birlikte etini pişirip yeseler, câizdir.
Bir kimse kendisi, ailesi ve büyük çocukları için kurban etmek niyetiyle bir sığır alsa etini taksim eylemek şart olmaz.
ETİ YENMEYEN KURBANLAR
1) Kişi nezr ettiği kurbanını kendisi, usûlü (anası-babası, dedesi), fürûu (çocukları, torunları) ve akrabalarından nafakası üzerine lazım olanların yemesi câiz olmadığı gibi zimmîlere ve zenginlere yedirmek de câiz olmaz.
Eğer yerlerse o yedikleri miktarın bedelini fakirlere vermek lazım gelir. (Hindiyye)
2) Kişinin hayatta iken vasiyet ettiği ve öldükten sonra malının üçte birinden kesilen kurbanı vârisleri yemezler, zenginlere de yedirmezler. Ancak fukaraya verirler. (Vahdetî)
Vârislerin kendiliklerinden kesiverdikleri kurban yenir ve yedirilir. Zira bir kimse kurban kesiverse ve sevabını ölüye bağışlasa kendi kurbanı gibi yer ve başkasına yedirir.
Yine bir kimse kendi üzerinde vâcib olan kurbanın edâsına niyet eylese ve sevâbını ölüye bağışlasa kurban borcunu ödemiş olur. Sevabı da ölenin olur.
3) Sabînin (bülûğ çağına gelmemiş çocuğun) malından kesilen kurbandan sabî yer. Kalan et sabî için kendisiyle faydalanılan bir şey ile değiştirilir.
Eğer kurban doğursa yavrusunun diri olarak yahut kesilerek sadaka verilmesi, kurban kesen kimse fakir ise vâcib, zengin ise müstehap olur. Yavrunun etini yer yahut satarsa kıymetini sadaka olarak verir. (İbn-i Âbidîn)
KURBAN DERİSİ
Kurbanın derisini; Resûlüllâh’a uyup, Allah rızâsı için sadaka olarak vermek efdaldir. Zira deri kurbanın bir parçasıdır.
Resûlüllah Efendimiz (s.a.v):
“Kurbanın derisini satanın kurban (sevâb)ı yoktur.”
İmâm Ebû Yûsuf Hazretleri bu Hadîs-i şerif ile delil getirerek “Kurbanın derisi -vakfedilen şeyler gibidir- asla satmak câiz olmaz” buyurmuştur.
Ancak İmâm-ı Âzam ve İmâmı Muhammed Hazretlerine göre deri kurban sahibinin olup bedelini tasadduk etmek şartı ile satmak kerâhetle câizdir.
Deriyi, emeği mukabilinde kesen kimseye vermek de câiz olmaz. Kurbanın eti de derisi gibidir. Deride câiz olan ette de câiz olur.
Kurbanın yağı, ayakları, başı, yünü, kılı ve kesildikten sonra sağılan sütünü yenilebilir şeylerle değiştirmek de câiz değildir.
Lakin kurbanın etini ve yağını satarak yenilecek şeyler alınsa kıymetini sadaka vermek lazım gelmez.
Kurbanın etini, karşılığında ekmek yahut et almak için satmak câizdir.
(7) Namazın birinci rek’atinde Fatiha’dan sonra “İnnâ a’taynâ..”, ikinci rek’atinde “Kul hüvellahü ehad...” sûresi okunur. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
(8) Koç ise duaya “Allâhümme hâze’l-kebşu..”, sığır ise “Allâhümme hâze’l-bakaru..”, keçi ise “Allâhümme hâze’l-ma‘ zü..” diye başlar.
(9) Yâ Rabbi, bu koyun (veya sığır veya keçi) sendendir ve senin rızân için sanadır. Lütfunla ve kereminle Halîlin İbrâhim (a.s.) ve zebîhin (kurbanın) İsmâîl (a.s.)’dan ve Habîbin Muhammed (s.a.v.)’den kabul ettiğin gibi kabul et. Fazlın, lütfun ve kereminle ey Ekrame’l-ekramîn.